Thursday, December 27, 2007

Budapete'ye noel gelince boyle oluyor..

Benim donem paperi yazmam gerektiginde tum odam bu kagitlarla kaplaniyor..

Paperlar bitince boyle kutluyoruz..


Ben Ispanya'ya gidince noluyorun fotolarinda donunce artik:))))

Friday, December 14, 2007

sebodan sil bastani dinledim halada dinliyorum. enginin tavsiyesi. sarkiyi dinlerken, simdiye kadar sebo sarkilari dinleyip dinleyip neler dusundugumu, kimleri veya kimi dusundugumu gecirdim aklimdan.
benim boyle bitmek bilmez bir takintim oldu. simdi o resmin disina cikabilmis ve daha saglikli dusunebilirken " takinti" demek onca yillik seye en mantiklisi. hep denemeler yanilmalar. cok yakinken belkide yakin sanarken ucundan donmelerdi benim yasadigim butun iliskiler simdiye kadar. sil bastan ama gercekten sil bastan , icimde, kabimin (eger takinti olmaktan cikip oraya girebildiyse) en derin derin koselerinde bile bisiler kalmadan siiiil bastan yasiyorum herseyi. ve simdi goruyorumki ne kadar kendimin kendine oynadigi bir oyunmus, o takinti olan insandan da uzaklasip, iyice kendime donup aslinda kendimin bile normal sartlar altinda zor inanabilecegi seyler yaratmak ve "sevmek" mis hersey.
bunlari dusundukce aklima ne geliyor biliyormusunuz, tum benzeri seyleri yasayan kizlari durtup yeter artik kendini uzdugun, zaten bu kadar uzuyorsan gercek degildir, sensin sadece kendinsin o kadar aciyi yaratan, mutluysan, huzurluysan asiksin demek geliyor icimden.
bunu bi anlamda gonullu bir is bilip bir cesit EVS diyelim, ulke ulke dolasip anlatabilmek isterim. ama biliyorumki, kimseeee anlamaz beni, hele bu durumdakiler hiic hic anlamaz. ancak yasamalari, sil bastan yasayabilmeleri gerekir.
PS: Sadece beni taniyanlarin anlayabilecegi bir yazi oldu gibi ama neyseeeee...

Saturday, December 8, 2007















iki sinav , bir term paper birde is basvurulari..pooofff

budapestede metroda mavi hatdan kirmizi hatta gecerken deak ferenc de bi direk var. ben o diregi icten ice cok seviyormusum meger. dun bir guzel kucakladim ve hasret giderdik. gerci biraz sert kucaklasmisiz heralde bugun butun gun basim agridi halada agriyor.
bu bas agrisinda dunki partininde etkileri yok degil.. sen baaaaya uzunca sure alkolle iliskini kopar sonra iki birayla sarhos ol.

birini Ceu sayesinde taniyorum, digerini nerden tanidigimi bile unutcak kadar cok olmus( hatirladim, okay sarmisti basima bu belayi), herneyse bu iki birbirinden bi haber hayatlar yasayan arkadaslarim simdi Washington DC can ciger kuzu sarmasi. facebook sagolsun. dunya kucuk anacim!

sonunda sosyallestim. ben hakketen beni taniyan insanlarin dusundugu kadar sosyal bir insan degilim. ozellikle ilk giriskenligi yapmak tanismak kaynasmak benim icin zor ve cok zaman aliyor. sonradan acilip saciliyorum ama is isten gecebiliyor cogu zaman. mesela bu seneninbasi, hatta bu vakte kadar bi adet nane molla idim. ama sonunda sosyallesiyorum galiba.
bu aralar cok sikici bir insan oldugumu dusunuyorum. buyumek bu mudur? evet hani iste buyumek budur , ask budur sudur diyoruz ya bir basma kalip soz obegide benden: buyumek, sikicilasmaktir.
( bu sikici kelimesi ingiliz alfabesine kurban olcak. ama burayi okuyanlarin, belkide sadece ben, yeterli espri seviyesine ulastiklarini dusunuyorum. lutfen cok bayat o espri, lutfen lutfen..)

biri bana kendini yabanci hissettigin bir yerde yasayabilirmisin hayatini diye sormustu. o zaman dusunmeden etmeden neden olmasin demistim ama sonra zamanla dusundukce ve gozlemeledikce ben gercekten "yabanci" olmaktan zevk aliyorum. kimsenin anlamadigi bir dili bagira cagira sokakta konusmaktan; biri sikayetlenerek birseyler anlattiginda, mesela dilenciler, hic birsey anlamiyor olmaktan; insanlar o ulkeden hemen hemen hergun tatminsiz ve mutsuzken, benimde az cok turkiyede yaptigim gibi, ben o ulkenin en guzel yanlarini goruyor olmaktan; ulkede yasanan siyasi veya ekonomik her hangi bir skandalin bir sekilde sinirlerimi hoplatmamasindan zevk aliyorum. laf atiyorlar ki turkiyedeki kadar sik olmuyor, hic bisi anlamiyorum, eee daha ne isteyim anacim!
PS: Fotograf Berlin'deki Yahudi Muzesinden. Sali gunu Political Economy of Nationalism dersinden sinavim varda..

Wednesday, November 28, 2007

Yillardan 20o7 gunlerden kasimin 25 'i itibariyle yirmiuc(23) yasinda bi citir olmus bulunuorum.
oncelikle yasasin yaylarin gucu!
sonra neler yasandi bu tarihi gunde:
hayatimin en guzel dogum gunu hediyelerinden biriyle basladi cumartesimiz. balatonfuredde guzel bi wellness otel ve spa ve oooh iyiki dogmusum dendi.annecik aradi tam 12 de:) sonra pazar aksami budapesteye donuste ufacik tefecik bi dogum gunu partimsi ve saraplar ve sohbet, ve girgir ve oooh yeniden iyiki dogumusum dendi.facebookdan gelen mesajlar, telefon mesajlari ve arayanlar iyice guzel bi sos oldu. bide arada sirf dilek dileyebilmek icin alelacele alinmis bi pastaya 1 sayili mum dikilip amaca ulasildi. dilekler soylenmez.
hosgeldin 23 ve hos gec!

Sunday, November 18, 2007

tembellik, kadercilik, depresyon

tembellik.. hep bi yerlerde pusu kurmus beklerken, lisenin bitimiyle kendini gostermeye baslamisti. annemin akraba, arkadas toplantilarinda ovunerek anlattigi " ben obene bi kere bile ders calis demedim, o hep kendi calisti" hikayesi artik gercek bi efsane olmaya adaydi. universitede basladi ders calismanin cok zor gelmesi..4 yilim can sikintisindan ders calisan ve evdeyken odasindan cikmayip surekli bisiler okuyan halimi ozlemekle gecti. bi sekilde okulu uzatmadan ve gayetde makul bi oratalamyala mezun olduktan sonra kim bilirdiki masterda daha da beter olucam.. evet itiraf ediyorum: simdiye kadar surekli kizdigim insan modeline dondum, mazeretler(yalanlar)yaratip once o mazeretlere kendileri inanip sonra cevresindekilere inandirmaya calisarak sorumluluktan surekli kacan insanlar var ya iste ben onlardan biri oldum!!!!
galiba o insanlardan birinin ahi tuttu..bak buda tembelestikce ne kadar kaderci biri haline donustugumunde kaniti. surekli basariksizliklarimi kadere yorumlamak gibi bi egilim gosteriorum.
ben bu degilim!!! tembellik, icimdeki seytan, topla tasini taragini git basimdan! yoksa bu gidisle depresyonla paylasmak zorunda kalicaksin beni!

Saturday, November 3, 2007

kisa kisa



$ masamin yerini degistirdim. artik bos duvara bakmaktansa pencereden sehrin isiklarini gorebiliorum ders calismaya calisirken. bu ufacik degisiklik bile, hmmm artik daha iyi ders calisabilirim seklindeki pembe yalanlarlada birlesip, birden cok mutlu etti beni.

# srdan zagrebe gitti, bendeniz ders calismam gerekio die burda kaldim ve uzun suredir ilk defa kelimenin tam manasiyla yalniz gunler geciriorum(dum).bi kac saat sonra geri donecek:)

% ders caliscam die burda kaldim ve naptim? bugun bahcede gunesin altinda makale okuma girisimimi saymazsak uzun, verimsiz, sessiz, sakin ve tum bu sifatlarin aksina pekde sikici olmayan bir haftasonu gecirdim. ders: yalnizlik pekde fena bisi deilmis ne zaman bitecegini bildigin zaman.

& bu hafta bi sunumum birde midterm paperim var profesore verilcek. ben zeytinyagli yaprak dolmasi sarip versem olmazmi hocam? napcaksiniz institutions fln?

* tesekkurler youtube! sayende burhan ve sahika izleyip cok guluorum ama yan odadaki cocukcagizada ayip ediyorum. sesin sonuna kadar acik olmasi yetmiomus gibi bide kahkalarim cinliyo zira kendisi ise yururken bile bisiler okuyan bi phd ogrencisi.

: www.ted.com da bi suru konusmalar izliorum. mutlaka bi goz atin, her ne kadar bazi konusmalar hadi be sende dedirtsede, bazilarida buyuluor.

~ dogum gunum yaklasio! burayi okuyupta dogum gunu karti gondermek isteyen hayirsever birileri olursa bilale adresimi verebilirim, hicde zahmet olmaz!

< ben sunuma geri donsem fena olmucak galiba..

Sunday, October 28, 2007

AaaaaaaaaAAAAAA!

simdi bizi yurda tikdilar ya o yuzden gecen seneki gibi her gune 3 ev parti zamanlari yok.. ama dun avusturalyali leo isimli bir doktora ogrencisinin partisindeydim. icioruz, eglenioruz, guzellesioruz derken birden uku geldi partiye. uku da gecen seneki tanidiklardan oluo, kendisi gecen sene master ogrencisiydi bu sene doktora ogrencisi. sohbet girgir samata, siyaset ve tarih derken uku bu yaz turkiyeye gittiginden bahsetmeye basladi:
- ee peki nerelere gittin uku? istanbul, ankara, izmir...
- ankarada naptin uku?( sahsen bi turitin ankarada neler yapabileceginin meraki icindeydim)
- estonyali bir arkadasimla ankaradaydim, sonra onun bi turk arkadasinin dugunune gittik.
- hmm yani turk usulu dugunlerde gordun.
- aslinda bi turk kiziyla, ispanyol bi cocugun dugunuydu.
- AaaaaaaaaAAAAAA!
- what?!
- uku! ne yani sen benim arkadasimin dugunune mi gittin? uku yani sen cerenin dugunundeydin ha? uku ben gidemedim o dugune cokda istememe ragmen! off dunya cok kucuk! uku senden nefret ediyorum! sen gittin ben gidemedim yani!!!! nasildi dugun anlatsana anlatsana!!!
- nikah memuru nikahda cocuklarini ataturk ilke ve inkilaplarina uygun yetistirmelerini istedi. oben nie sizde ataturk din gibi?
- off uku saptirma konuyu! gelin nasildi? cok seker dimi?

... ve benzeri cumlelerle butun gece basinin etini yedim uku'nun. gerci o da her aralikta neden turkiyenin heryerinde ataturk heykelleri var, neden kimse ataturku elestiremior seklindeki sorularla beni daraltiyordu ama olsun..

velhasil sevgili okurlar gordugunuz uzere budapestede avusturayali bir cocugun partisinde estonyali arkadasinizla konusurken, onun bu yaz ankarada sizin gidemediginiz turk arkadasinizin dugunune gittigini ogrenebiliyorsunuz..

yorumlari size birakiyorum.. bende su hayret halinden cikip agzimi kapatabilirsem sabah kahvemi icmeye calisicam..
not:resimdeki ben, ceren(evlenen kizimiz), ozge ve italyanimiz mau..

Wednesday, October 24, 2007

baris hemen simdi

yine yagmurlu buralar.. bu sehir cok melankolik.bu cumleyi ilk defa burada ikinci senesini geciren bir doktora ogrencisinden duymustum. o zaman cocuguna laf atilmis anne ic gudusuyle sensin melankolik demsitim icimden. simdi benimde ikinci senem burda ve artik cocugu hakkinda daha objektif dusunen bir anneyim. budapeste hem benim yavrum hem de melankolik..
peki oralar? cok fena gozukuyor buradan. bir soz etmezsem icimde kalicak. ben cocukken hergun televizyonlarda haberler olurdu bugun su kadar sehit verildi doguda diyerekten. ben kucukken doguya birak gitmeyi yaklasmayi bile dusunemezdi kimse. pkk ile ordu bi savas icindeydi orda ve her savasta oldugu gibi kan vardi her yerden..
peki nolduda simdi bugunlere geldik? 90larin basina gore cok daha azken olen sayisi (ha demek istedigimin sayilarla alakasi yok yanlis anlasilmayayim), nolduda birden herkes kirmizi bayraklara burundu? neden herkes terore cok duyarli hale geldi birden hatta o kadar duyarli ki teror yerine savas ister oldu.-birden aklima bush'unda terore karsi "savas" acip, irak i isgal etmesi geldi ama konuyu dagitmayalim- pkk ile ordu arasinda suren o savas, nolduda sokaklara facebook profillerine, gruplarina kadar indirildi?
birden herkes akp yi, referandumu, anayasayi unuttup, gecen yillarda izledikleri kurtlar vadisindende esinlenerek sentetik "milliyetci", "vatansever" oldu?
herseyden once biz ne kadar daha bole iki ileri bi geri gidicez? hic mi ders almicaz yasadiklarimizdan? daha ne kadar alet olucaz baska cikar pesindekilere?

ne zman anlicaz beraber baris icinde yasamaktan baska sansimizin olmadiginin?

ne zaman ne teror ne savas, ama inadina baris isticez?!

Saturday, October 20, 2007

gitmek

gitmekti ya hep isimiz gucumuz..aradigimizi bulmak, ait oldumuzu edinmek gibi "yuce" soylemler icin bile degil sadece gitmek'di ya derdimiz.. simdi ben gittim, sevdim ve buldum diyobiliyorken, siradan bir aksam ustu alis verisler yapilmis mahser kalabaligindaki supermarket kuyrugunda beklerken, sirada onumuzdeki anne kiza gozlerimi dikip izlememi ve o dakika itibariyle onlari olesiye kiskanmami napicaz? cebimize koysak, bilgisayrimiza yuklesek, bi yollu olsada alsak gotursek sevdicekleride..ben annemi ozledim! engini, cani, ogunu....simdi herkes bu kadar icimdeyken kim gitti diyebilirki benim icin? hadi ordan..

Friday, October 19, 2007

institutions and development

ah kerepesi vah kerepesi ozellikle night buslarinla omrumden omur calidn kerepesi.neyse bu konua daha fazla girmeyecegim yurecigim kaldirmio..
institutions and development die bi ders aliorum sadece almakla kalmayip bide makale yazmam beklenio.ben birak makaleye baslamayi konuyu bile secebilmis diilim. galiba yogurttan agzi yanan makale konusunu ufleyerek secer korkakligi icindeyim. bundan once az basima gelmemis degildir; konu muazzamla secilir ahanda iste budur bak ne kadar enteresan deilmi ayse fatma denir hocaya konu bildirilir sonra birde bakilir ne kaynakca var, ne konu hakkinda doru duzgun yazan var , ne veri var sole bi regresyon ediyim.. o yuzden bu sefer tedbirligim. aklima gelen butun abuk subuk konulari once bi arastiriorum kimler ne demis nasil demis die ondan sonra elleri sivicam. lakin hala elle tutulur, sole yazmasi kolay, guzel guzel notlar almasi kolay bi konu bulabilmis diilim..fikri olan?

Tuesday, September 25, 2007

ben apartmanimi geri istiorum!

gezdim, gordum, yine bi suru insanla tanisip, ileride tanisacagim insanlara anlatabilcegim hikayeler edindim geldim. simdi yine dustum CEU orta sekerli iskence yilinin icine, hemde bu sefer tam ortasina...ingaaaaaaaaaaaaa ben artik yurtta yasiorum!! sen koca oteli kapa, tik butun ogrencileri icine.. benim sehirin gobeginde bi apartmanim yok artik!!! tek guzel yani srdanin odasina gitmek icin yorulmuorum ayni katta, 10 adim.
buaralar ders secmekle beynimi yiyorum, napsam ne etsemde bu yahya hocanin tabiriyle "matematikden orgazmik zevk alanlar"dan kacabilecegim dersleri secsem diye ki pek kolay gozukmuyor..
neyse ben simdi gunluk kivaminda sirf yazmak icin yazdigim yaziyi bitiriveriim..tamam tamam kayboluorum gozununuzun onunden..

Tuesday, August 21, 2007

eskiden

ben eskiden coook eskiden mektuplar yazardim sevdiklerime, en yakin arkadaslarima mesela, bazen anneme..en iyi yazarak kendimi ifade ettigimi dusunurdum. her gunumu her animi beraber gecirdigim insanlara mektuplar yazardim cunku inanirdimki bazen en onemli ayrintilari en buyuk paylasimlari atlioruz o gundelik hayat rutininde...
simdi ise bi tembellik bi anlatamama anlatmama istegi almis basini gitmekte..kimseciklere anneme bile mail yazmiorum, yazamiorum. nedeni biraz tembellik durustce kabul edelim ama birazda aylarca herkesden uzakta baska bi hayat yasayinca neresinden baslasamki simdi anlatmaya duygusu kaplio her bi yanimi. araya kitalar girince, hayatlar , insanlar degistikce duyulan sevgi azalmasada sevdiceklere paylasimlar azalio kabul etmek lazim galiba.. hani bende bunu yazarken gozumden iki yas indirmesem olmazdi zaten, dustu bile klayeye..

Thursday, August 2, 2007

islamophobia ve american muhafazakarlari

merakli melahat ben gozlerimi yasli bi amerikan teyzenin dergisine dikmistim.. hani pek alakamolmadi islamla ama cogunlugun musluman oldugu bi ulkede buyumus olmamdan olsa gerek baslik dikkatimi cekmisti " islam in america".."teyzem urkutucu bir fotograf dimi?" dedi. ben hala ne turlu bi diaolugun icine dusmkte oldugumun farkinda degildimki saf saf "niyeki" dedim. korkunclar! dedi..kim korkunc nie korkunc?..muslumanlar, islam.. valla ben musluman bi ulkeden geliorum bana pek korkunc gelmiolar dedim.. niye burdalar? ne yapiyorlar bu ulkede? nerden bilcem ben onlarin terorist olmadigini? diye devam etti.. ben ilk defa bolesiyle karsilasio olmanin saskinligindayken tokat gibi bi soru geldi teyzemden " sen niye burdasin? niye geldin buraya? neden baska bi ulkeye gitmedin?"..
hakketen neden geldimki ben buraya..ayy dur bi dusunuyum"
her sabah new york times'i elime aldigimda bushun baskanliktan istifa ettigi haberini alirmiyim diye gelmis olabilirmiyim..burdayim cunku biri bana turkiyenin nerede oldugunu sordugunda eger az cok sevdigim biriyse irak yada yunanistanin komsusu yok pek hoslasmadigim biriyse ukraynanin kiyi komsusu diyip o suratlarindaki honk ifadesini gorebilmek icinmiki..honk oluolar cunku hani batirdik bi kere turkiyenin nerde oldugunu bilmioruz sorduk ama ukrayna nerdekine olup, dut gibi kaliolar..burdayim cunku o en kocaminindan dondurmalarinizi seviyorum belkide..baska bi yerde iki yalama bi kac isirmayla biten dondurmalardan sonra burda her aksam dondurmamin bitiiremedigim kismini cope atarken bilmis bilmis iste bu yuzden amerikanlarin yuzde 40'i obez demeyi seviorum..burdayim cunku spyrosun yanaklari cok seker hernekadar sadece sarhosken sikmama izin versede..james e ismimin obin yada oban olmadigini ogretebilmek ve ismimi doru soyleyene kadra ona jeymis diye seslenebilmek icin burdayim.. tum bunlari dusunurken en cok vermek istedigim cevap:

"burdayim cunku ogrenciyim, koca bi tatilim var bos durmayim dedim, bombami alip geldim"
hani bazen gercekten cok bos bogazimdirda bu sefer tuttum dilimi ve gulmeye baslayip, ben musluman bile degilimki diye devam ettim..sonrada kendisine teroru dine indirgeyemecegini, dunyanin her yerinde farkli nedenlerle "teror" sorunun yasandigini ama kendisinin dunyanin geri kalanindan bi haber oldugunu anlatmaya calistim en kibar halimle..o da bana
america alone isimli kitabi okumami soyledi ve sinir bozucu bisiler daha soylemeye devam ettide ben uzerine atlamadan allahtan spyros soze atlayip aa ben merak ediodum o kitabi, okuycakda bisiler ariodum bi bakiyim fln diyip teyzemi puskurttu..

boylece amerikan muhafazakarlariylada islamophobialayda tanismis oldum..


Monday, July 23, 2007

for dragam!

when i met you

i was not too hopeful that i could fall in love again


now the older you get, the more i am falling in love with you!

and hoping to hold your hand at your 70th birthday party..

Sunday, July 22, 2007

%47

bugun bi arkadasim ki kendisi yakin olur, dediki gmailde "akp oylarin %47 sini aldi, donme buraya!"..simdi gelde deme turk milletinin %47 si salaktir, gerci ben aziz nesinden %7o i diye duymustum ama..

Sunday, July 8, 2007

anne istegi uzerine..


blogumu yeni okumaya baslamis annemin ustegi uzerine bir kac foto koyuyorum buraya. hazir fotosunu koymusken ev arkadasim roberdan bahsedigim. meksika asilli amerikali. butun yaz siki calisip butun kis siki geziyor. foto albumune bakarken baska bisiyi bu kadar kiskandigimi hatirlamiorum( tamam hatirliyorum ama o anki kiskanclikda ilk en buyuk3 kikancligima girer) brezilya, guetamala, kuba, meksika nereler nereler..yani benim gormezsem uyurken bile kapanmayan gozlerimin olurken acik kalacagi yerler, beni surekli ceken hatta reenkarnasyona inaniyo olsam bundan onceki hayatimi kesin herhangi bi kosesinde gecirdigime inanacagim guney amerika. efenim bizde gideriz bigun.. ne demisler kiskanma, calis seninde olur...
rober kiteboarding ogreniyor. simdi hedefimiz yaz sonuna kadar once o boardun uzerinde durmaya baslicak sonrada bana ogreticek. her pazar plaja gidip calisiyoruz ve yine her pazar aksamlari burda yeni bir restorani deniyoruz. mesela bu pazar ilk defa tayi yemegi denedim. valla cok actim ona ragmen ayildim bayildim cok lezizdi diyemicem ama kotu demekte yedigim onca berbat macar yemeginden sonra ayip olur..
kiteboarding disinda baseball ogretiyo rober bana ki dedigi uzere kiz gibi atmiyomusum topu. iyi bisi olsa gerek, malum bu top islerinden erkekler daha iyi anlar diye bilinir ya..bide hergun thordi deme egzersizleri yapiorum. sen onca sene ingilizce konus, bide amerikaya gel gorki meger sen thordi (30) diyemiyormussun.. diyecem efenim diyecem..hergun calisiorum..
buaralar yazasim var..birikti bisiler.. cok yakinda gorusmek uzere..

Sunday, June 24, 2007

gercekmiydi?

simdi siz gecenin korunde kimsenin haritada turkiyenin nerde oldugunu bilmedigi bi adada, 20 yasinda turkce bilen, sadece turkce bilmekle kalmayip turkiye, yakin turkiye tarihi, sol tarihi, alevi kulturu gibi konular hakkinda ortalama 20 yasindaki bi turk gencinin bileceginden suphe ettigim seyleri bilen bir amerikaliyla tanissaniz, tum yasadiklarinizin gercek oldugune inanirmisiniz?!

Saturday, June 16, 2007

kucuk buyuk?

iki farkli tez arasinda sikisip kaldim. simdi sorarim size insan cok gezdikce ve okudukca buyuyor mu dunya gozunde, yoksa kuculuyormu? daha bes dakika once turkiyede olan bitenleri, lise ogrencisi bir kizin agbisi tarafindan bir cocukla ask yasadigi icin oldurulmesini, hamasistan fetihistanda olanlari okurken dunya gercekten bu kadar buyukmu de ben tum bunlara cok uzak baska bir gezegende yasiyor gibi hissediyorum kendimi diye dusunuyordum? insanlarin mutlu, guleryuzlu, konuskan, her daim kahkaya hazir oldugu baska bi gezegen..
simdi bu gezegenden insanlarla dialoglardan secmeler:
- are you from germany?
-no, from turkey
-oh, i thought you are german because of your accent. so do you speak arabic in turkey?
-ee cus!
.
.
.
ayni kisi soru sormaya devam ediyor:
- i have friends in eygpt( demek istiyorki turkiyeye cok yakin)
-ee yuh yani.. hic dunya haritasina gozunun ucuyla baktinmi?
bir baska dialog bir adet rusla"
-aosnh didnk meoed?
-sorry.whats that?
-you dont know russian?
-no, i am from turkey.
-you look like you know russian
-honk! rusca biliyormusa benzemek. bunun sariya boyattigim saclarimla ilgisi varmi acaba? ispanyolca biliyora benzemek icin ne yapmak gerek acep?
bir baska amerikali erkisi:
- there are bunches of albenians and bulgarians here. do you all guys speak the same language?
hani birinden biri, birine azicik benzemiyorki. yok canimcim tum avrupa ayni dili konusuyor. bi ingilizce var bide digerleri zaten.(tama kabul ediyorum sonuncunun uzerina cok gittim. az cok birbirine yakin(!) ulkeler..en azindan tukiye-misir degil)
devami var bu dialoglarin..cok yakinda..

Friday, June 15, 2007

ruyalar ulkesindeyim!

son gece eve vardigimda saat 3du. ortalikda kalan son esyalarida toparladiktan sonra uyumadim, uyan(ama)ma gibi bir derdim olmasin diye. ucak 7.10 da, besde havalaninda olmak gerekti. uykusuzluk cekmedim hic.. zira kalbimde, aklimda, tum hucrelerim baska bir dertle doluyduki adi ayrilik. ben boyle hissettigimi hatirlamiorum. hani ben askin butun duygularin farkli olculerde karisimi olduguna inanirdim. o zaman soyle bakim simdi cok bilmis; bu hissettiginin karisimi ne, neler var icinde? oofff bilmiorum..bu karisik. 198373 derivationli makro problemlerinden bile karisik.neyse bunu baska bi yazinin konusu olarak buraa birakalim ve devam edelim yolculuk yazimiza..gozyaslari sicim havaalaninda sevdicekden ayrilirken..

parise vardigimda biraz daha dindi sicimler. de gaulle havaalani.. dusmanima bile tavsiye etmem, hele dostlarima hic. ben derimki aktarmali biletmi aliyorsunuz once paris de gaulle denmi diye kontrol edin? niye diyenlere..efenim bir gateden baska gate gitmemiz tam 2 saat aldi. ha oyle kaybolduk, yok yavas yavas yuruduk filan sanmayin. kosturduk, hic zaman kaybetmedik ama havalininda o otobusden o otobuse 2 saat yolculuk ettik. birara boston'a otobusle gitcez heralde diye korkmadimda degil. neyse bulduk ucagimizi, yerlestik zenci hafif balik etli teyzemizin yanina, filmler izledik iki tane fransizindan, ikiside birbirinden guzel( fransiz sinemasi sevmeyenlere inat), uyuduk, uyandik, biraz daha agladik ve derken: logan airport- boston. simdi buaralari otobusu, botu hizli hizli gecelim ve sonunda martha's vineyard deyim. boston yakinlarin 3 ilceli(town) kucuk bir ada. ucuncu gunum zira ve cok anlatcak bisi yok. tek bildigim bir daha asla yasamayacagim tecrubelerin (en guzellerinden umarim) kokusunu simdiden aliyorum..
buaralar izliyorum en cok "digerlerini", inceliyorum ve kirmak uzereyim "ahmak amerikali" onyargilarimi. belkide hala ahmaklarda guleryuzlu, yardimsever ahmaklar..
kisaca ruyalar ulkesindeyim..kimin ruyasikine?

Sunday, May 27, 2007

ne yaparim, ne ederim ve niye burdayimin kisa ozeti

gelenektendir diye ben kimim anlatayim. Ankarada dogdum, 22 yil ankarada yasadim, sonra tamda
tum hayatimi ankarada gecirmek gibi bir karar alma asamasindayken kaciverdim budalara pestelere.
siyasali bilen bilir, kpssden bilmem kac puan alip, bilmem ne kurumunda, ilk basta kimse bilmez
bir uzman, mufettis vs, sonrasindada sansin, torpilin, siyasi gorusun yada gorussuzlugun yardim
ederse sittin sene burokrat olmaktir amac.bu bilmem ne kurumlarinin 3unde kisa kisa stajlar yaptim
3. sinifin sonunda ve 4. sinif basladi, herkesi basti kpss telasi. benide basti napsam
netsemde bu suru kaderinden siyrilabilsem telasi. velhasil simdi budapestede CEUda(Central European University)
en mainstreaminden ekonomi masteri yapiyorum. mainstreami vurgululayim ki ne kadar sikici oldugunu azicik hayal edebilin.
ama ne yalan soyleyim bu cok cok sikici dersler disinda ki onlarinda seneye duzeleceginden umitliyim, keyfim yerinde.
sayisini bilmedigim kadar cok memleketten arkadaslarim var,her birinin hayati ayri bir hikaye (bir suru hikayelerim var yani), house partyler var,icelim guzelleselim cinsinden, buda var peste var, bide ortasinda
tuna var ki seryrine doyulmaz, arasira kacmacalar var soyle komsu memleketlere..

Saturday, May 26, 2007

merak

cahillik mutlulukdur sozunu zamaninda yeterince icsellestirememis oldugumdan didikledikce nefesim kesiliyor.. kedi meraktan olurmus misali, oldurcek kadar acitirmi kalbimi?

Hosgeldim

Oyle sicak ve cokca nemli peste gununde bir suredir kendi ismimle yazmadigim gunluk kivamindaki blogumu kapatmaya ve artik kendi ismimle yazabilecek kadar buyudugumu dusunerek yeni bir blog edinmeye karar verdim.. e sizde hosgeldiniz..