Sunday, June 24, 2007

gercekmiydi?

simdi siz gecenin korunde kimsenin haritada turkiyenin nerde oldugunu bilmedigi bi adada, 20 yasinda turkce bilen, sadece turkce bilmekle kalmayip turkiye, yakin turkiye tarihi, sol tarihi, alevi kulturu gibi konular hakkinda ortalama 20 yasindaki bi turk gencinin bileceginden suphe ettigim seyleri bilen bir amerikaliyla tanissaniz, tum yasadiklarinizin gercek oldugune inanirmisiniz?!

Saturday, June 16, 2007

kucuk buyuk?

iki farkli tez arasinda sikisip kaldim. simdi sorarim size insan cok gezdikce ve okudukca buyuyor mu dunya gozunde, yoksa kuculuyormu? daha bes dakika once turkiyede olan bitenleri, lise ogrencisi bir kizin agbisi tarafindan bir cocukla ask yasadigi icin oldurulmesini, hamasistan fetihistanda olanlari okurken dunya gercekten bu kadar buyukmu de ben tum bunlara cok uzak baska bir gezegende yasiyor gibi hissediyorum kendimi diye dusunuyordum? insanlarin mutlu, guleryuzlu, konuskan, her daim kahkaya hazir oldugu baska bi gezegen..
simdi bu gezegenden insanlarla dialoglardan secmeler:
- are you from germany?
-no, from turkey
-oh, i thought you are german because of your accent. so do you speak arabic in turkey?
-ee cus!
.
.
.
ayni kisi soru sormaya devam ediyor:
- i have friends in eygpt( demek istiyorki turkiyeye cok yakin)
-ee yuh yani.. hic dunya haritasina gozunun ucuyla baktinmi?
bir baska dialog bir adet rusla"
-aosnh didnk meoed?
-sorry.whats that?
-you dont know russian?
-no, i am from turkey.
-you look like you know russian
-honk! rusca biliyormusa benzemek. bunun sariya boyattigim saclarimla ilgisi varmi acaba? ispanyolca biliyora benzemek icin ne yapmak gerek acep?
bir baska amerikali erkisi:
- there are bunches of albenians and bulgarians here. do you all guys speak the same language?
hani birinden biri, birine azicik benzemiyorki. yok canimcim tum avrupa ayni dili konusuyor. bi ingilizce var bide digerleri zaten.(tama kabul ediyorum sonuncunun uzerina cok gittim. az cok birbirine yakin(!) ulkeler..en azindan tukiye-misir degil)
devami var bu dialoglarin..cok yakinda..

Friday, June 15, 2007

ruyalar ulkesindeyim!

son gece eve vardigimda saat 3du. ortalikda kalan son esyalarida toparladiktan sonra uyumadim, uyan(ama)ma gibi bir derdim olmasin diye. ucak 7.10 da, besde havalaninda olmak gerekti. uykusuzluk cekmedim hic.. zira kalbimde, aklimda, tum hucrelerim baska bir dertle doluyduki adi ayrilik. ben boyle hissettigimi hatirlamiorum. hani ben askin butun duygularin farkli olculerde karisimi olduguna inanirdim. o zaman soyle bakim simdi cok bilmis; bu hissettiginin karisimi ne, neler var icinde? oofff bilmiorum..bu karisik. 198373 derivationli makro problemlerinden bile karisik.neyse bunu baska bi yazinin konusu olarak buraa birakalim ve devam edelim yolculuk yazimiza..gozyaslari sicim havaalaninda sevdicekden ayrilirken..

parise vardigimda biraz daha dindi sicimler. de gaulle havaalani.. dusmanima bile tavsiye etmem, hele dostlarima hic. ben derimki aktarmali biletmi aliyorsunuz once paris de gaulle denmi diye kontrol edin? niye diyenlere..efenim bir gateden baska gate gitmemiz tam 2 saat aldi. ha oyle kaybolduk, yok yavas yavas yuruduk filan sanmayin. kosturduk, hic zaman kaybetmedik ama havalininda o otobusden o otobuse 2 saat yolculuk ettik. birara boston'a otobusle gitcez heralde diye korkmadimda degil. neyse bulduk ucagimizi, yerlestik zenci hafif balik etli teyzemizin yanina, filmler izledik iki tane fransizindan, ikiside birbirinden guzel( fransiz sinemasi sevmeyenlere inat), uyuduk, uyandik, biraz daha agladik ve derken: logan airport- boston. simdi buaralari otobusu, botu hizli hizli gecelim ve sonunda martha's vineyard deyim. boston yakinlarin 3 ilceli(town) kucuk bir ada. ucuncu gunum zira ve cok anlatcak bisi yok. tek bildigim bir daha asla yasamayacagim tecrubelerin (en guzellerinden umarim) kokusunu simdiden aliyorum..
buaralar izliyorum en cok "digerlerini", inceliyorum ve kirmak uzereyim "ahmak amerikali" onyargilarimi. belkide hala ahmaklarda guleryuzlu, yardimsever ahmaklar..
kisaca ruyalar ulkesindeyim..kimin ruyasikine?