Friday, January 18, 2008

Yine ondan bundan sundan yazayim derken yazamama hali..
Az once Hrant Dink anisina okulda duzenlenen anma torenine katilmis olmanin yasattigi duygu yogunluguyla, azeri bir sinif arkadasimin Facebook'da profilime Hrankt Dink'in fotografini koymama karsilik verdigi "abuk subuk" yorumunun yarattigi kizginlik arasinda bir yerlerde asili kaldi ruh halim.. bir de tez konuma karar veremiyor olmanin yarattigi stresde var tabi.
Kendimi tanima surecime buyuk katkisi olan Budapeste yillari bana bir kez daha gosterdi ki :Ben sayisini bilmedigim ulkeden tanistigim herkese ve her kulture karsi "hosgorulu" (zira farkliliklar hosgoru gostermemiz gereken bisi ya) olmayi becerebiliyorum ama hic bir sovenist yada milliyetci bir soyleme karsi ayni hosgoruyu gosteremiyorum, gostermicemde!
Daha bir kac hafta once "Conspiracy" adli filmi izledikten sonra butun geceyi yatakda bir o yana bir bu yana donerek gecirmem gibi mesela. Bir insanin baska bir insani oldurmesini izlmekle, bir grup insanin baska bir grup insani nasil yok edebileceklerini planlamalarini izlemek arasinda simdi benim burda tarif etmeyi beceremeyecegim cook buyuk bir fark varmis. Simdiye kadar cok Holocaust filmi izlemistimde, bu kadari bas agrisi verip uykumu kaciranini gormemistim..ve isin ilginc yani filmde alisilagelmis- kan, aglayan kadinlar ve cocuklar- hic bir drama faktorude yoktu..
Simdi senin babaannen ve deden yahudi, annen alman ve baban yahudiyse yahudi sayiliyorsun; yokedilmelisin.
Ama babaannen yahudi deden alman, baban yahudi ve annen almansa yok edilip edilmemen ne kadar yahudi gorunuslu olmana kaliyor.

Simdi ben bir guzellik yapiyim bizim kafatascilara ve onlar icin uyarlayayim bu mantigi:
Deden turk, anneannen kurt ve bu durumda babanda turk (zira erkegin ne oldugu belirliyor cocugun ne oldugunu) ve anneninde ne oldugunun pek onemi yok nede olsa baban turk. Bu durumda sanslisin ve turksun. Turk olmanin gereklerini ogrenmelisin.ogretirler. Ama sen facebook'daki profil fotografini turk bayragina cevirerek baslayabilirsin.
Eger anneanen ermeni ama kurtceden baska bir dil bilmiyorsa, deden kurt ve turkceden baska bir dil bilmiyorsa bu durumda sende kurtsun ve ben sadece vay haline diyorum. .

Simdi ben isterdimki benim bu yaziyi yazmaya baslama gudum olan Hrant Dink icin bisiler yaziyim ama dunki anma toreninde esinin konusmasini da okuduktan sonra bana soyleyecek bisey kalmamis..
Kalabaliktan anlasiliyor ki kafatasinin gecmisi ve geleceginden cok, ulkesini seven ve daha yasanilasi bir ulke isteyen ne kadar cok insan varmis.umut.
Ha birde o ermenilere karsi inanilmaz bir kin besleyen Azeri arkadasimin anneannesinin yada anneannesinin
anneannesinin ne oldugunu merak etmeden edemiyorum tabi..

1 kisi daha ofurdemis:

Kivanc said...

Yiğitliğini kapatmaya üzerine örtülen gazete kağıtları yetmiyordu. Televizyondan görebildiğim biraz kan ve tozdu. Yaşadığımız cehennemi yüzümüze vuruyordu yerdeki o ceset. Aylardır süren ve dinlemeye mecbur kaldığımız o ırkçı gürültü sevimsiz bir kreşendo ile bitmişti -en azından geçici bir süre için susmuştu -. Barbarlardan geriye kan, toz ve çaresizliğimiz kalmıştı. Barbarlar kuyruklarını peşleri sıra sürükleyerek çekilmiş, biz yapayalnız kalmıştık. Yerde yatan kalabalık bir adam ve çevresinde toplanan yalnız bir kalabalık. 19 Ocak 2007’deki özetimiz buydu.

Aylardır internet kafelerden ve kıraathanelerden ibaret dünyalarında uyumakta olan zebanileri uyandıran medya efendileri ve milli hassasiyet bekçileri –tasarımcıları- en güzel elbiseleri ve en samimiyetsiz halleriyle bu cinayetin arkasındaki “dış odakları” ve “stratejik hedefleri” açıklamakta hiç gecikmediler.

Medya efendileriyle milliyetçi ağır abilerin koalisyonu sonucunda önümüze atılıveren bu kanlı ve tozlu resme ve de Hrant Dink’in vicdanı olan herkesi utandırması gereken cansız bedenine biraz yukarıdan baktığımızda göreceğimiz şey şu olmalı:

Ülkemiz hızla çoraklaşmaya devam ediyor!

Varlık vergisi, 6-7 Eylül, azinlık vakıflarının mallarina el konulması, Türkiyeli Ermenilere ve Rumlara en yetkili ağızlardan “yabancı” denilmesi, etnik kimliklerin küfür olarak kullanılması, ölümler, tehditler, Türkiye’yi terk etmek zorunda kalan insanlar. Cehennemimiz düzensiz olarak ama sık sık bize kendisini hatırlatıyor.

Cehennemimiz kimi zaman kravat takıyor, kimi zamansa üniforma giyiyor. Kimi zaman bir hukuk metnine dönüşüyor cehennemimiz kimi zaman bir mail grubu yazışmasına. Bazen tarikatlarla işbirliği yapıyor bazen ırkçılarla. Cehennemimiz bazen dolaylı yollardan tehdit savuruyor bazen de ansızın saldırıyor. Fakat her şeyden önemlisi, cehennemimiz bize kendi kafasına göre KİMLİK biçiyor! Doğduğumuz toprakları sevme yollarını bize öğretmeye çalışıyor. Katillerle empati kurmaya davet ediyor. “Akılllı olamayanları” son yıllarda hayli kalabalıklaşan ve faşist timsahlarla dolu “vatan hainleri” havuzuna atıveriyor. Ülke çıkarlarını belirlerken Türkiye’de yaşamayı hak edenleri tespit etme cüretini gösteriyor.

Siren sesleri ve gözyaşlari arasında bu cehennemden usulca gitti Hrant.

Ve artık şu gerçek içimize iyice yerleşti: Laf anlamak istemeyen, ırkçı, cahil ve provakatör insanlardan mürekkep ruhsuz ve vicdansız bir kalabalıkla karşı karşıyayız. Bu kalabalık bir taraftan ülke çıkarlarını belirlemeye soyunurken bir taraftan akıllı olmamızı öğütlüyor. Tek başlarına koca birer hiç olan küçük insanların sığınacakları bir kimlik arayışları ve onları fiştekleyen ağır abilerin bizleri yönetme-kontrol altında tutma isteklerinin bir sonucu olarak ırkçı timsahlarla dolu “vatan hainleri” havuzuna atıldi Hrant Dink!

Türkiyeli vicdan sahipleri onu hiç unutmayacak…


Kivanc